Sorunu sor hemen cevaplansın.
Sünnilik Nedir
Sünnilik ya da Ehl-i Sünnet (Arapça: أهل السنة), İslam dininin günümüzde Dünya üzerindeki iki büyük kolundan biri (Diğeri bknz. Şiilik) ve en fazla mensubu olanıdır. Müslümanların % 83'ünün mensup olduğu mezheptir. Zaman zaman Sünni İslam veya Sünni Mezhebi de denir. Sünniliğin kendi içerisinde itîkâdî açıdan üç, fıkhî açıdan dört mezhep bulunmaktadır.
Sünni Mezhepler
1. Fıkhi Sünni Mezhepler
Ehli Sünnet mezhepleri Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheplerinden oluşur. Bu dört mezhepten ilki olan Hânefî mezhebi Mâtûridîlik'e bağlı iken Şâfiî ve Mâlikîler Eş'ârîye, Hanbeliler ise Selefiyye'ye bağlıdırlar. Ehl-i Sünnet'in İtikadi mezhepleri olan Eş'ârî ve Mâtûridî mezhepleri arasında inançsal açıdan önemli bir farklılık yoktur. İtîkât düzeyindeki farklılıklar sadece teferruattan ibârettir; ama fıkhi konularda yani uygulama ve ibadetlerde dört fıkhi mezhep arasında bazı farklılıklar görülür.
Hanbelî mezhebi'nin fıkhi görüşleri günümüzde 18. yüzyılda Arabistan'da dinsel ve siyasal bir hareket olarak ortaya çıkan Vahhâbîlik çerçevesinde yorumlanmış biçimiyle varlığını sürdürmektedir.
Hanbelî olan İbn-i Teymiye'nin görüşlerini daha aşırı yola sokan Suudi Arabistan Vahhabileri'dir. Vahhabiler'in bazı itîkâdî inanışları Ehl-i Sünnet'ten farklıdır. Bu sebeple Sünniler, Vahhabileri Ehli Sünnet'ten saymazlar.
Sünni mezhepler (fıkıh okulları) dört tanedir:
Hanefi mezhebi
Şafii mezhebi
Maliki mezhebi
Hanbeli mezhebi
Bu dört Sünni fıkıh okulu dışında da fıkıh okulları olmasına karşın daha az sayıda izdeşe sahip olmuş ve diğer dört mezhep dışında daha az tanınmışlar ve zamanla yok olmuşlar ve izdeşleri tarafından kayıt altına alınamamışlardır.
Sünniler, her Müslümanın bu mezheplerden birini benimseyip, uygulamalarını seçtikleri bu mezhebe göre yapmaları gerektiğine inanırlar ve mezheplerin birleştirilmesi denen Telfik-i Mezahib'i uygun (caiz) görmezler.
İslam dünyasının haritası. Hanefiler (yeşil renkte) Türkiye'de, Yakın Doğu'nun kuzeyinde, Merkezi Asya ve Hindistan'da üstünlük teşkil eder.
Sünniliğin Hadis Anlayışı
Kur'an'ın İslam dinindeki yeri tüm müslüman gruplarca benimsenmekle birlikte hadis konusunda farklı İslami grupların farklı anlayışlarla sahip oldukları bilinmektedir. Hadisler İslamiyetin ilk dönemlerindeki peygamber ve yakınlarının ibadete, muamelat denilen dindeki çeşitli konulara ilişkin görüş ve davranışları yansıtan kayıtlardır. Müslüman bilginler peygamberin vefatından sonra İslam toplumunun karşı karşıya kaldığı sorunlara Kur'an'dan ve sünnetten sonra üçüncü kaynak kabul edilen Hadislerden delillerle çözüm getirmeye çalışmışlardır. Sünnilik, Şiiliğin aksine Hz. Muhammed döneminde yaşamış peygamberin yakınındaki tüm arkadaşlarına (Sahabi denir) dinin güvenilir kaynağı olarak yaklaşmakta olduğundan çeşitli Hadis bilginlerinin hadis kriterlerine uygun buldukları tüm hadisleri hangi sahabe kanalıyla gelirse gelsin kabul etmektedir. Yine Sünnilik ilk dört halifeyi (Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali) Muhammed'den sonra gelen güvenilir ve tazime layık dini kişilikler olarak kabul ederler. Oysa Şiiler ilk üç halifeyi (Ebu Bekir, Ömer ve Osman) Ali'nin elinden halifeliği çeşitli yollarla gasp etmiş kişiler olarak bakıp tazim göstermezler. Şiilerin bir kısım sahabeyi güvenilmez kabul edip sadece on iki imamdan gelen hadisleri doğru ve güvenilir (sahih) kabul etmesine karşılık Sünniliğin güvenilirliği tüm sahabeyle genişlettirmesi her iki grubun hadis külliyatlarında bir kısım farklılıklar bulunmasına yol açmıştır.
Sünni İslam anlayışında peygamberden aktarıldığı güvenilir (sahih) kabul edilen hadis kitapları şunlardır:
Buhârî
İmam Müslim
Nasa'î
Ebû Davûd
Sünen-i Tirmizî
İbn-i Mâce
Daha az bilinmekle birlikte kabul edilen diğer hadis kaynakları ise şunlardır:
İmam Malikin Muvattası
Ahmed bin Hanbelin Müsnedi
Sahih bin Khuzaima
Sahih bin Hibban
Al Hakimin Mustadraki
Abdülrezzakın Musannafı
2. İtikadi Sünni Mezhepleri
Selefîlik - Hanbeliliğin de kurucusu olan imam Ahmed bin Hanbel ile ilk devresini yaşayan Selefilik, Harranlı İbn-i Teymiyye ile ikinci aşamasını geçirdi. Günümüzde de devam eden üçüncü kuşağın öncüsü, 18. yüzyılın başında doğmuş olan Muhammed bin Abdülvahhab'dır. Selefiyye terimi çoğu kez Hanbeli ekolü içerisinden yetişmiş bir alim olan, Muhammed bin Abdülvahhab'ın öğretilerini benimseyen, İslam Coğrafyası'nda karşıtları tarafından yaygın şekilde Vahhâbîlik olarak tanımlanan inanç sistemine mensup kişileri tanımlamak için kullanılmaktadır.
Eş'ârîlik - Ebul-Hasan Ali El-Eş'ari (873-935) tarafından kuruldu. Müslüman fakih (hukukçu) ve pek çok sünni sufinin kendisine saygı duyduğu ve kendisi de sufi olan İmam-ı Gazali tarafından benimsenen bir kelam okuludur. Eşari kelamı insan aklına vahyi yorumlamakta daha kısıtlı bir alan tanımakta ve inancın insan aklından çıkamayacağı vahye ihtiyaç olduğu dolayısıyla da vahyin gelmediği durumlarda insanın sorumlu olamayacağı ilkesini savunmaktadır. İnanç gibi tüm ahlaki ilkelerin kaynağı da vahiy ile peygamberin ve sahabilerin uygulamalarıdır.
Mâtûridîlik - Ebu Mansur El-Matüridî (ö. 944) tarafından kuruldu. Orta Asya'daki Türk toplulukları tarafından kabul edilinceye kadar azınlıkta kalan bir itikadi mezheptir. Geçmişte Anadolu'da Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğunda yaşayan Türklerin büyük bir kısma Sünniliğin bu itikadi mezhebine bağlıydı.[kaynak belirtilmeli] Ayrıca Şafiîlik, Malikîlik ve Hanbelîlik fıkıh okulları Eş'ârîyye itikadi mezhebine bağlıyken Hanefîlik fıkıh okulunun izdeşleri Mâtûridîlik itikadi mezhebine bağlıdırlar. Mâtûridîlik, Tanrı'nın var olduğu bilgisine akıl yürütmeyle ulaşılabileceğini savunur.
Tarih: 2013-12-20 22:00:00 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.